Gündemdeki gelişmelerin ışığında yapılan araştırmada, yapay zeka nedeniyle işini kaybetme korkusuna “post-luddism” adı verildi. SCÜ İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sefer Darıcı, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekiye Tamer Gencer, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulundan Dr. Öğretim Üyesi Gülay Demir, Pakistan Punjab Üniversitesinden Prof. Dr. Muhammed Rias ve Sırbistan Belgrad Üniversitesinden Prof. Dr. Dragan Pamucar, yapay zeka nedeniyle işini kaybetme korkusu yaşayan iletişim sektöründeki meslek grupları üzerine araştırma yaptı.
Proje koordinatörü Doç. Dr. Sefer Darıcı, yapay zeka teknolojilerinin insan hayatına girmesiyle birçok kişide mesleğini kaybetme korkusunun da ön plana çıkmaya başladığını söyledi.
Özellikle iletişim sektöründe halkla ilişkiler, reklamcılık ve gazetecilik gibi alanlarda yapay zekanın etkisini çok daha hissedilir bir biçimde göstermeye başladığını belirten Darıcı, “Bizim yapmış olduğumuz çalışmada özellikle yapay zeka korkusunun iletişim sektöründe çalışan kişilerde nasıl bir etkisi olduğunu, işlerini kaybetme korkusu oluşturup oluşturmadığını anlamak istedik.” dedi.
“EN FAZLA GAZETECİLER İŞİNİ KAYBETME KORKUSU YAŞIYOR”
Bu bağlamda çeşitli araştırmalar yürüttüklerini, bire bir görüşmeler ve anket yaptıklarını dile getiren Darıcı, “Bunun sonucunda en fazla gazetecilerde yapay zekadan dolayı işlerini kaybetme korkusu ve hatta zarar verme eğilimiyle ilişkilendirilen bir durum ortaya çıktı. Birçok sektörde, farklı alanlarda söz konusu ama özellikle iletişim sektöründe çok daha fazla ancak en fazla gazetecilerde çıkması bizleri de şaşırttı.” diye konuştu.
“KAVRAM İLK KEZ BİR DERGİDE YAYIMLANARAK LİTERATÜRE GİRMİŞ OLDU”
Bununla ilgili bir kavramı ilk kez literatüre aldıklarını ve makalenin Technological Forecasting and Social Change dergisinde yayımlandığını anlatan Darıcı, şöyle konuştu:
“Luddism özellikle ikinci sanayi devrimi zamanında makine kırıcılığı olarak geçiyor. Luddism o dönem işlerini kaybetme korkusu yaşayan kişilerin bu korkuyla beraber sorumlu gördükleri teknolojik makineleri kırmasını ifade eden bir kavram. Yapay zekayla beraber biz bu kavramın günümüzde bir karşılığı var mı bunu araştırdık. Yapay zekayla ilgili işini kaybetme korkusuna hatta yapay zekaya zarar verme eğilimine de ‘Post-Luddism’ ismini verdik. Kavram ilk kez bir dergide yayımlanarak literatüre girmiş oldu. Bundan sonraki süreçlerde de buna ilişkin birçok farklı çalışmanın yapılacağını umuyoruz ayrıca kelimenin Oxford sözlüğüne 2024 yılının kelimesi olarak girmesi noktasında da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Umarım başarılı bir sonuç alırız.”
Yapay zekanın ürettiklerini gerçeğinden ayırt etmenin çok zor olduğu bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Darıcı, “Haber içeriklerinin de otomatik olarak üretilmesi bağlamında da düşünüldüğü zaman mesleğin profesyonellerini gerçekten kaygılandıran bir durum ortaya çıkabiliyor.” ifadelerini kullandı.
Darıcı, yapay zekanın özellikle grafikerlerin işlerini kolaylaştıran bir yanının da söz konusu olduğunu söyledi.
Bunun yanında işini kaybetme korkusunu beraberinde getirdiğini anlatan Darıcı, “Burada kalifiye olmak ve kendini yapay zeka teknolojilerine adapte etmek, bu teknolojiyi kullanıyor olabilmek, gazeteci, grafiker, reklamcı olmanın yanında önem kazanıyor. Yani bu teknoloji illa bizim işimizi kaybetmemizle sonuçlanacak diye bir şey yok. Bu teknolojiyi işimize nasıl adapte ederiz, işlerimizi daha verimli hale getiririz bu noktada kafa yormamız gerekiyor.” dedi.
Doç. Dr. Zekiye Tamer Gencer ise son yıllarda gelişen ve değişen iletişim teknolojilerinin göz önüne alındığında yapay zekanın etkisinin son derece fazla olduğunu belirtti.
Değişen ve gelişen iletişim teknolojilerinin yarattığı dijital dünyada, yapay zeka tabanlı teknolojilerde bireylerin kullanımından kaynaklanacak sorunları ele aldıklarını ifade eden Gencer, “Makalemizde ilk defa yapay zeka meslek profesyonelleri açısından bir tehdit oluşturuyor mu oluşturmuyor mu diye farklı bir bakış açısıyla ele aldık.” diye konuştu.
“YENİ BİR TARTIŞMA ALANI YARATMAYA ÇALIŞTIK”
Makalede ilk bakış açılarının yüzyıllar önce insanların yeni gelişen teknolojilere karşı gösterdiği kırma eylemi olarak literatürde tanımlanan “luddism” kavramı olduğunu belirten Gencer, şöyle devam etti:
“Şöyle düşünün, tarlayı insanın sürmesi yerine bir makinenin sürmesi karşılığında insan işimi elimden alacak korkusuyla eline bir balta alıp makineyi kırabiliyor. Bu çalışmayı yaparken buradan esinlenerek yola çıktık. Yüzyıllar sonra geldiğimiz noktada aslında insanların profesyonel mesleklerini ellerinden alma ihtimalleri olan yeni bir teknoloji, makine icat oldu. İnsanlar yapay zekayı ellerine balta alıp kıramayacağına göre bununla nasıl baş edilecek? Aslında bu çalışmada yeni bir tartışma alanı yaratmaya çalıştık.”
Bu durumun en çok gazetecilerde kaygı yarattığını tespit ettiklerini dile getiren Gencer, yapay zekanın insanın zekasının çok daha üstünde bir kabiliyetle çalışabilen ancak hiçbir zaman insandaki duyguyu ve heyecanı aktaramayan bir alan olduğunu vurguladı.
Dr. Öğretim Üyesi Gülay Demir de “Post-Luddism” kavramını ilk kez literatüre kazandırdıkları için mutlu olduklarını dile getirdi.
Demir, çalışmada yapay zekanın verdiği kararı sadece bulanık mantığın değerlendireceğine karar vererek, iki farklı yöntemi ilk kez bir araya getirerek kullandıklarını ifade etti.
İlk kez yan yana getirdikleri iki farklı yöntemle güzel bir hibrit çalışma yaptıklarını belirten Demir, literatüre kazandırdıkları kelimenin 2024 yılında Oxford sözlüğünde “yılın kelimesi”ne aday olması yönünde de umutlu olduklarını sözlerine ekledi.